Safra kesesi hastalıkları genel cerrahinin önemli hastalıkları arasındadır. Özellikle safra kesesi taşları dikkate alınmalıdır. Karnın sağ üst tarafında hissedilen ağrılar, safra kesesi taşının habercisi olabileceğinden hiç vakit kaybetmeden uzman hekime başvurulması gerekir. Çünkü safra kesesi taşları ciddi hastalıklara yol açabilir. Safra taşları; orta yaşlı, beyaz tenli, obez ve çok doğum yapmış kadınlarda daha sık görülür. Toplumun genelinde ise 60 yaş üzerinin 1/3’inin safra kesesinde taş veya çamur görülür. Hemolitik anemi, karaciğer sirozu, şeker hastalığı ve safra yollarında doğumsal çeşitlilik olanlarda taş görülme sıklığı artabilir.
Karın Ağrısına Kusma Da Eşlik Ediyorsa
Safra kesesinde taş olan hastaların %30-40’ında hastalığın belirtileri görülür. Bu hastalarda en çok safra kesesinin, safra taşlarını atma çabası (biliyer kolik) görülür. Sistik kanalın taşla tıkanması sonucu ani başlayan, şiddeti giderek artan, 3-6 saat sonra yavaş yavaş azalan ağrılar görülür. Atak sonrası epigastrik (mide çukuru) bölgede ve karın sağ üst yanında ağrı devam ederek; buna bulantı hissi, kusma da eşlik eder. Tıkanıklık safra kesesi duvarı iltihabına (akut kolesistit) yol açabilir.
Safra Taşı, Safra Kesesi Kanserine Neden Olabilir
Safra kesesi taşlarının görülme sıklığı toplumdan topluma, diyet alışkanlığına ve genetik yatkınlığa bağlı olarak değişiklik göstermekle beraber sık rastlanılan bir hastalıktır. Özellikle kadınlarda ileri yaşlarda sıklığı artmaktadır. Safra taşı ile safra kesesi kanseri de kısmen ilişkilidir. Safra taşı olan hastaların ortalama %5’inde safra kesesi kanseri görülebilmektedir.
Siroza Neden Olabilir
Safra kesesi taşları ana safra kanalına düşerek orada tıkanıklık yapar ve bu tıkanma sarılık, kolanjit atakları (karaciğer dışı safra yollarının veya bunların karaciğer içindeki uzantılarının kronik ya da akut iltihabı) ve pankreas iltihabı (pankreatit) gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açar. Safra yollarında sık sık tıkanma ya da uzun süren tıkanmalar veya iltihaplar olursa bir karaciğer hastalığı olan siroza dönüşebilir. Bundan dolayı karaciğer yetmezliği belirtileri vücutta şişmeler, karın şişliği, kanamalar (yemek borusunda varis kanamaları) görülebilir.
Laparoskopik Cerrahi ile Hasta Bir Gün Sonra Taburcu Edilebilir
Belirtilere yol açmadan seyreden safra taşlarının tedavisinde farklı görüşler olmakla birlikte diyabetli ve tıbbi takibini düzenli yaptıramayacak hastalarda cerrahi girişimle safra kesesinin alınması (cerkolesistektomi) önerilmektedir. Günümüzde safra kesesi taşlarının tedavisi laparoskopik yöntemle (karın içini, optik bir cihaz kullanarak gözlemlemek) rahatlıkla yapılmaktadır. Karın bölgesinden girilen 3 veya 4 portla akut kolesistit halinde bile laparoskopik safra kesesi ameliyatı yapılıp genellikle bir gün sonra hastalar taburcu edilmektedir.
Ameliyattan Sonra Beslenmeye Dikkat
Ameliyat sonrası dönemde hasta diyetine özen göstermelidir. Özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmalıdır. Bazı yağı fazla olan balıklar dışında balık tüketimi uygun olup, balığın zeytinyağında kızartılması önerilir. Sindirimi zor olan yağda kızarmış yiyeceklerin azaltılması ya da kısıtlanması yararlıdır. Yemek pişirirken sıvı yağlar, besinlere hayvansal yağlardan daha az geçtiğinden tercih edilmesi daha uygundur. Taze sebze ve meyve yenilmelidir. Hasta da kabızlık oluşuyorsa posalı yiyecekleri tercih etmelidir. Hastanın bol sıvı tüketmesi de gerekir.
Safra Kesesi Ameliyatlarında Modern Yöntem: Laparoskopik (Kapalı) Cerrahi
Laparoskopi genel veya epidural anestezi altında yapılan ve göbek deliğinden ince bir teleskopun karın içine sokularak karın içi organların görüntülenmesi prensibine dayanan bir ameliyattır. Laparoskopik yöntem safra kesesi ameliyatlarında “Altın Standart” denilen en iyi yöntemdir.
Laparoskopinin Avantajları Nelerdir?
· Karın açılmadığı için büyük bir yara izi oluşmaz,
· Karın açılmadığı için iltihaplanma ve enfeksiyon riski azdır,
· Karın açılmadığı için ameliyattan sonra ağrı çok azdır,
· Karın açılmadığı için hasta daha çabuk iyileşir,
· Karın açılmadığı için hastanede kalış süresi kısalır,
· Karın içi organlar büyütülerek gözlemlendiği için cerrahi hakimiyet daha iyidir,
· Karın açılmadığı için dokulara ve organlara çok az zarar verir,
· Koruyucu bir cerrahi yöntemdir.
Güncellenme Tarihi: 21 Haz 2022, 17:33
Bu içerik, Atakent Sağlık Grubu Tıbbi Yayın Kurulu’nun onayı ile yayınlanmıştır. Sayfada yayınlanan içerikler kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi edici sağlık hizmetine yönelik içerikler bulunmamaktadır. Doğru tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Sayfa dilini değiştir:
English (İngilizce)