Kalp krizi, kalbi besleyen damarların tıkanması ile oluşur ve kalp hücrelerinin geri dönüşümsüz olarak ölmeleri ile sonuçlanır. Dünya genelinde, koroner arter hastalıkları (KAH) ölümün tek başına en sık nedenidir. Her yıl yedi milyondan fazla kişi KAH nedeniyle ölmektedir ve bu tüm ölümlerin %12,8’sini oluşturmaktadır. Avrupa’da her altı erkekten ve her yedi kadından biri bu hastalık nedeniyle ölecektir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ölüm verileri toplam ölümlerin içinde kalp hastalıklarının payının gittikçe artma eğiliminde olduğunu ve %40 ile tüm ölüm nedenleri arasında birinci sırada olduğunu söylemektedir.
Son 20 yılda kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranı, yüksek gelir düzeyindeki ülkelerde azalmaktadır. Tüm nüfusu kapsayan primer önleme ve bireysel müdahalelerin birlikte etkili olduğu görülmektedir. Eğer kalp krizi gelişme riski olan kişi belirlenip kişinin kalp ve damar riski azaltılabilirse ölümcül olan ve olmayan kalp ve damar olaylarına maruz kalması önlenebilir. Bu kişilerin ve toplumun kalp ve damar hastalıkları riski azaltılabilir.
Kalp ve damar hastalıklarından korumanın amacı, ölümcül olan ve olmayan aterosklerotik kalp ve damar olaylarının, komplikasyonların ve stent ile bypass ameliyatı ihtiyacının azaltılması, yaşam kalitesinin artırılması ve süresinin uzatılmasıdır. Bu hedefe erişmek için toplam kalp ve damar risk değerlendirmesi ve buna yönelik bir tedavi stratejisinin oluşturulması esastır.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Kalp krizi risk faktörleri arasında yaşlanmak, erkek cinsiyette olmak ve genetik yatkınlık değiştiremediğimiz risk faktörleri iken, şeker hastalığı, hipertansiyon, obezite ve hareketsizlik, tütün kullanımı, kolesterol yüksekliği gayretimizle değiştirebileceğimiz risk faktörleridir. Bunların dışında kalp krizine neden olabilecek nedenler kokain kullanımı-radyoterapi-romatizmal hastalıklar-doğum kontrol hapı kullanımıdır.
Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?
Göğüs ağrısı, nefes darlığı, göğüste baskı hissi, terleme, kol ağrısı, çene ağrısı, uyuşma, bayılma, fenalık hissi, ölüm korkusu, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, sırt ağrısı şeklinde çok farklı semptom yelpazesine sahiptir. En sık semptom göğüs ağrısı olmasına rağmen her 5 göğüs ağrısından sadece bir tanesi kalp ağrısıdır.
Peki hastalık bu kadar tehlikeli belirtileri karmaşıksa ne yapmak ve ne zaman hastaneye başvurmak gerek?
Bu sorunun ilk cevabı çeneniz ile göbek deliği arasında ve her iki kolda sizi rahatsız ve huzursuz eden 10 dakikadan uzun süren tüm rahatsızlık hissiniz için mutlaka hemen hastaneye başvurun. Ani terleme, bayılma olması ya da çok şiddetli yırtılır tarzda sırt ve göğüs ağrısı olması durumunda süreden bağımsız olarak mutlaka hastaneye başvurun. Belki bu başvuruların bir kısmının yapılacak muayene ve tetkikler sonrası hayatı tehdit etmeyen rahatsızlıklar olduğu anlaşılacaktır ama sizi de hayatta tutacaktır. Çünkü şikayetleriniz kalp krizinden kaynaklanıyorsa kaybettiğiniz her dakika kalbinizden ve hayatınızdan kayıp olacaktır. Kalp krizi tanısını koymak ya da dışlamak için muayene, EKG ve kan tahlilleri gereklidir ve tüm hastaneler 7/24 bu hizmeti sağlayacak şekilde donanımlıdır. Kendinizin ya da bir yakınınızın, “bekle birazdan geçer, gaz sıkıştırmasıdır, mide ağrısıdır, çocukları telaşlandırmayayım, yel almışsındır, kas ağrısıdır, uyu geçer geçmezse hastaneye gidersin, bu vakitte doktor bulamayız yarın gündüz başvururuz” gibi telkinlerine kulak asmayın ve mutlaka en yakın hastaneye başvurun.
Ayrıca kalp krizinin öncülü olan yürümek, merdiven ya da yokuş çıkma gibi eforla gelen istirahatle geçen göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, terleme şikayetleri yüksek ihtimalle kalp hastalığından kaynaklanıyordur ve kardiyoloji polikliniğine başvurmayı gerektirir.
Yeni ortaya çıkan tansiyon yüksekliği ya da ilaçla kontrol altında iken tansiyonda ani yükselmelerin olması, ilaçlarla kontrol altına alınamayan tansiyon yüksekliğinin sebebi kalp krizine sebep olabilecek kalp damar darlığının belirtisi olabilir ve kardiyoloji polikliniğine başvurmanızı gerektirir.
Kalp krizinin en iyi ve mantıklı tedavisi, olmasına engel olmaya çalışmaktır. İlk yapılması gereken doktor muayenesi ve kan tahlilleri ile risk haritası çıkarmak ve değiştirebildiğimiz risk faktörlerini hayatımızdan uzaklaştırmaktır.
Kalp krizi başa gelmeden önceki sinyalleri veriyorsa ya da stres testleri ile damar tıkanıklığından şüpheleniliyorsa “Anjiyografi” yapılır. Damar içi darlık saptandığında 3 tedavi yönteminden biri tercih edilir. Bunlar ilaç tedavisi, anjiyoplasti (stent), ameliyattır (bypass).
Kalp krizi yaşandığında doğrudan anjiyo yapmak ilk tercih edilen seçenektir ve genelde balon, ardından stent uygulama ile tedavi yöntemi tercih edilir.
İyi tedavi edilmeyen bir kalp krizi ölümle sonuçlanabilir.
Güncellenme Tarihi: 26.05.2022, 14:51
Bu içerik, Atakent Sağlık Grubu Tıbbi Yayın Kurulu’nun onayı ile yayınlanmıştır. Sayfada yayınlanan içerikler kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi edici sağlık hizmetine yönelik içerikler bulunmamaktadır. Doğru tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz
Sayfa dilini değiştir:
English (İngilizce)